Konferansın başından itibaren Ankara’nın bir kararlılığı vardı; o da, “Milli Misakta belirtilen başlıca istekler üzerinde direnmek ve bu konuda hiç ödün vermemek.” Mustafa Kemal bu düşüncesini daha Konferans başlarken Aralov’a söylemiştir.
Mustafa Kemal, “Emperyalist devletlerin Türkiye ile ilgili gerçek niyetlerini tamamıyla anlıyor ve onların Türkiye’ye candan ve dostça davranacaklarına güvenemiyordu. Mustafa Kemal, ileride imzalanacak olan barış antlaşmasına, Türkiye’ye emperyalistlerle yapacağı yeni savaşlar için, hemen hazırlanmak ve gücünü toplamak imkânlarını verecek olan bir silah bırakışması, bir dinlenme devresi gözüyle bakıyordu. Barış antlaşmasını imzalamak gerekiyordu. Çünkü halk gerçekten de yorulmuştu ve dinlenmek ihtiyacındaydı” düşüncesini taşıyor ve onu karşısındaki muhatabı Aralov’a dillendiriyordu.
Mudanya Mütarekesi Ankara’nın istediği içerik ve kapsamda yapılamasaydı Lozan Barış Konferansı masasına İsmet Paşa güçlü olarak oturamazdı. Ve, oradan bağımsızlığı kabul edilmiş yeni bir devletin temsilcisi olarak kalkamazdı.