Mehmet Gündem, İshak Alaton’un “Lüzumlu Adam” kitabıyla başlattığı sıra dışı hayat hikayesini anlatmaya serinin ikinci kitabı “Lüzumsuz Adam”la devam ediyor…
Alaton diyor ki; “Erken yaşlarda, varlıklı olmanın ötesinde daha neler var diye kendime sormaya başladım. 65 yaşıma geldiğimde bir yazı yazdım. Yazının başlığı ‘Lüzumsuz olabilmek.’ ‘Yaşım ilerledikçe, bir yandan kalan zaman azalıyor, diğer yandan kütüphanemde okunmayı bekleyen kitapların adedi artıyor. Bu çelişkili duruma köklü bir çare bulmalıyım. Yaşam tarzımı değiştirmeliyim. Uykuda kaybettiğim zamanı asgariye indirdim. İşimle ilgili sorumluluklarımı genç kuşaklara daha hızlı devretmem, bu duruma çare olur…
Bu yolda hızlı adımlar atıyorum. İşin başında kurucuların prensiplerini özümsemiş profesyonelleri görmek, benim için büyük kıvanç kaynağı oluyor… Gittikçe önemsizleşiyorum… Tamamen lüzumsuz olmayı, ömrümün taçlanması olarak görüyorum…’ Şimdi, 85 yaşımı doldurmuş olarak geriye bakıyorum da, epey bir mesafe aldığıma inanıyorum.
… Hayat zannedildiği kadar uzun değil. Zaman akıp gidiyor. Ne yaptıysan, ne için mücadele verdiysen sadece o kalıyor geriye… Unutma ki, ömür dediğin şey yaştan ibaret değil, yaşadıklarından ibarettir. Her şey küçük başlar, küçük adımlarla başlar… Olmadık zamanda olmadık engeller, problemler çıkar karşına ve sen hep sınanırsın… Tabii fırsatlar da… Karakterin ve tarzın oluşur yaşadıklarından.
İyi ki, bir miktar para kazandıktan sonra, daha fazla para sahibi olmanın çok önemli olmadığı kanaatine erken vardım… İyi ki, başarıyı sıradanlaştırdım, zenginliği çeşitlendirdim… İyi ki arayışlarım sürdü, “hayat boyu mücadelemin ne için olacağı” sorusu ile yüzleştim… İyi ki hep saygınlık aradım…
İyi ki Üzeyir Garih’i tanıdım. İyi ki vaktinde işi profesyonellere bıraktım… İyi ki lüzumsuz olabilme yoluna girdim… İyi ki özgürleşip, ağırlıklarımdan kurtuldum… İyi ki tek bir kimlikle yetinmedim… İyi ki toplumsal sorumluluklara yöneldim. İyi ki, düşündüm, düşündüklerimi cesurca söyledim… İyi ki tehditlere kulak asmadım… İyi ki, kendimi ve toplumu, yani sizleri sorguluyorum… İyi ki günahlarımızdan arınalım dedim… İyi ki ‘erken öten horoz’ oldum.
Her günü daha kâmil ve daha faydalı bir insan olma amacı ile yaşıyorum…