Sosyal inşacılık, Söylemsel psikoloji ve Sosyal temsiller…
Bireyi, faili, gerçekliği yeniden yorumlayan bu yaklaşımlar Batıda insanları, kendilik bilgileriyle ve tabii ki kendi yerellikleriyle yüzleştirdi.
Descartes’tan bu yana soruşturmaların Kâbe’si olan öznenin kendinden menkul, kendinden belirli, kendinden merkezli fildişi kulesi yıkıldı. Özne, diğer özneyi ve ötekiliği, canlı, cisimleşmiş, karşılıklı ilişkili ve kendiliğinden cevap verici bir formda yakalamaya başladı.
Ya bu taraf?
Bizler de burada gündelik hayatta yaşadığımız özne, gerçeklik ve fail pratiklerimizin Batının yerel bilgisinden çok farklı bir bilgi olduğunu fark ettik. Bir elin parmakları kadar az sayımız. Arzumuz diğer sosyal bilimlerin yanı sıra, özellikle psikoloji alanındaki meslektaşlarımızla bu meseleyi birlikte düşünme ve tartışma noktasına gelmektedir.
Bu kitapta, yeni olan bu yaklaşımların yazarlarıyla bir araya geldik. Amacımız aynı: Alternatif yerel bilgi geleneklerinin karşılıklı konuşma ilişkisine girmek.