Glenn Alexander Magee bu kitabında, Hegel’in düşünce dünyasının derinliklerine inerek, onun hermetik gelenekle ilişkisini göstermeyi, hatta onun hermetik bir düşünür olduğunu kanıtlamayı amaçlıyor. Antik Mısır’dan günümüze kadar uzanan hermetizm, insanı ve evreni kavramak için felsefe ile mistisizm arasında kurulan bir köprü olarak anlaşılabilir. Bu çok yönlü düşünme ve uygulama alanı yüzlerce yıldır entelektüellerin yakından ilgilendiği, bazen bilimsel bazen de ezoterik inançların zeminini oluşturmuştur. Hegel’in Meister Eckhardt’tan Böhme’ye, Paracelsus’tan Gül-Haç geleneğine kadar hermetik düşünceden nasıl etkilendiğini ve bunu kendi felsefi sistemine nasıl dahil ettiğini araştıran Magee, güçlü bir iddiayı Hegel’in felsefe metinlerinden hareketle gözler önüne seriyor. Bu araştırma Hegel’i odağa alarak, dönemin Avrupa düşünce ikliminin manevi yönlerinin anlaşılması için farklı bir bakış açısı kazandırıyor. Simyayla şekillenmiş mistik düşünce dünyasını öğrenmeyi, Hegel’in felsefi sistemini tanımanın yeni bir olanağı olarak okura sunuyor. Böylece Hegel ve Hermetik Gelenek, felsefeye olduğu kadar okültizme ilgi duyanlara da eşsiz bir kaynak olma özelliği taşımakta. Alman idealizminin zirvesi olarak görülen Hegel’i, “hermetik düşünür” kimliğiyle yeniden keşfetmek isteyenler için vazgeçilmez bir çalışma.